Osmanli Devleti, Selçuklulari takiben, dogudan gelen nüfus kaynaklari ile beslenmistir. Anadolu’ya Türkistan ve Iran üzerinden oldugu gibi Kafkasya bölgesinden de önemli sayilacak hacimde göçler olmustur. Bu yeni insan kaynaklari devleti her alanda güçlü kilmis, hasim ve çatisan diger devletler karsisinda mukayeseli üstünlük saglamistir. Imparatorlugun son asirlarina dogru, özellikle Bati Avrupa’daki nüfus artisi karsisinda bu üstünlük önce kaybolmaya baslamis ve sonralari da durum aleyhimize dönmüstür. Osmanli Cihan Devleti’nin batili devletler karsisinda daha zayif duruma düsmesinin belirgin sebeplerinden birisi de hiç süphesiz beseri kaynaklar alaninda nitelik ve sayisal yönden zayiflamasidir. Osmanli döneminde ülkemizde süphesiz sadece dis göçler olmamistir. Rasyonel bir nüfus politikasinin geregi olarak bir taraftan hem yeni fethedilen topraklara dogru ve hem de Anadolu’nun kendi sinirlari içinde “iç göç“ler vuku bulmustur. Devletin iskan politikasi, önemli ölçüde nüfusun Balkanlarda yeni elde edilen topraklara, Kibris’a ve imparatorlugun diger bölgelerine kaydirilmasini gerektirmistir. Bir diger deyisle Osmanli Devleti büyür ve toprak kazanirken ana çekirdek bölgelerden fethedilen ülkelere dogru nüfus hareketi ve yerlesmeler olmustur. (Arka Kapak)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
3. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2001
Sayfa Sayısı
431
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9799756963158
Ortalama Değerlendirme »