Simdiye kadar yetiskinlerin din egitimi ihmal mi edilmistir, din egitimi onlara çesitli sekillerde verilmiyor muydu? Elbette onlara da din egitimi veriliyordu. Ancak buradaki ikilem su olmustur. Nasil ki insanoglu daha kendisini tanimadan uzayi, denizleri, okyanuslari ve diger canlilari ve cansiz alemi tanimaya kalkistiysa, ayni durum egitim alaninda da kendisini göstermis; egitimciler ve psikologlar ise yetiskinlerden baslayacaklari veya en azindan insani bir bütün olarak ele alip inceleyecekleri yerde, çalismalarinin büyük bir kismini çocuklara ayirmislardir. Dolayisiyla 17. hazirdan 20. asrin ikinci yarisina kadar, hep çocuklarin biyolojik, psikolojik ve sosyal gelisimleri incelenerek, tüm egitim ve ögretim çalismalari onlarin bu özelliklerine göre ayarlanmis ya da gelistirilmistir. Yetiskinlerin egitimi bu günlere kadar ya tamamen ihmal edilmis, ya da çocuklar için gelistirilen egitim ve ögretim metod ve ilkelerinin yetiskinler için de ayni olacagi düsünülmüstür. Oysa bu kabul edilecek bir durum degildir. Zira nasil ki, çocuklarla yetiskinlerin fiziki, sosyal ve psikolojik gelisimleri; ilgi, alaka ve kabiliyetleri birbirinden farkli ise, ayni sekilde onlarin egitim ve ögretimleri de farkli olacaktir. Iste bir taraftan bilim ve teknoloji alanindaki gelismeler, diger taraftan insanin yasam süresinin uzamasiyla yetiskinler dünyasina iliskin arastirmalar da yogunlasmis, ortaya tamamen kendine özgü metod ve tekniklerle, "yetiskinlerin egitimi ve ögretimi" sanati anlamina gelen “andragoji” bilim dali dogmustur. Artik su anlasilmistir ki, yetiskinler çocuk degildir, o halde onlarin egitimi ve ögretimi de farkli olmalidir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
5. Baskı
Basım Yılı
2020
Sayfa Sayısı
296
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789756324066
Ortalama Değerlendirme »