Birinci mazeret, herhalde bir tür hayata tutunma kaygisi... Ikinci mazeret ise bir tür meydan okuma: Yazdiginiz yazinin zamanin asindirici etkisine direnebilecek güçte oldugunu, bir gün içinde eskimeyecegini, on yil sonra, yirmi yil sonra da okurun belleginde edebî bir tat birakabilecegini ummak istiyorsunuz. Kitap, size bunu test etme sansini veriyor.Ve son mazeret: Her gün yazarken yasadiginiz döneme de taniklik ediyorsunuz. Bir tür günlük tutuyorsunuz. Bu günlükteki birbiriyle ilintili yazilar bir araya toplandiginda hem günlük örülmüs bir dönem profili çikiyor ortaya hem de o olaylara iliskin söylediginiz sözlerle o döneme elestirel bir bakis açisi ortaya koyma sansi yakaliyorsunuz.Can Dündar, Yagmurdan Sonra’nin ilk baskisina yazdigi önsözde, basin ve medyayla ilgili yazilarini derlemesinin “mazeret”lerini böyle siraliyor. Yagmurdan Sonra’yi, yazildiktan yillar sonra hâlâ güncel kilan da bu olsa gerek. Zira gittikçe ticarilesen, ticarilestikçe de ilkelerinden büyük tavizler veren basinin ve medyanin yakin tarihinden çok önemli anlari yorumlayan, basin-iktidar iliskilerinin dününe ve bugününe bakan Can Dündar, bir yerde bugünlere nasil geldigimizi anlatiyor aslinda; bilerek ya da farkinda olmadan yagmurun ardindan çikacak büyük firtinanin haberini veriyor…Yasama, yürütme ve yarginin ardindan, belki de onlardan daha hayati bir rol oynayan dördüncü güç olan basinin, bu ülkede günbegün nasil kirlendigini, islevsizlestigini ve baska güçlere tabi bir güç haline geldigini gözler önüne seren Yagmurdan Sonra, insani hem çok sasirtan hem de, “Hiç sasirmadim,” dedirten kitaplardan...
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
152
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789750714702
Ortalama Değerlendirme »