Öykülerin birbirini tamamlayarak yol aldığı bu kitap, aşkı ve yaşamı tutkuyla deneyen bir avuç gencin, ama öncelikle İstanbullu bir genç kızın anlatısı... Genç olmanın belki de son kez bu denli düşsel, tutkulu ve masum olduğu yetmişli yıllarda, Bern’de konservatuvar sınavlarına hazırlanan genç kız, İstanbul’dan kalma koruyucu anıları ve şimdinin akışkanlığı içinde dünyada kendi adına bir öykü kurmanın yollarını ararken, bizi de sahne kostümleri gibi tamamlayıcı karakterlere dönüşen kıyafetlerinin eteğinde sürüklüyor.
Fotoğraflarıyla tanıdığımız Lale Tara ilk kitabı ile Oğlak Yayınları’nda...
Rönesans sanatının baş tacı Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sıyla Louvre Müzesi’ne gelerek tanışma şansını yakalamıştım. Rahmetli babaannemin Rönesans’da gezinen ressam kişiliği ve ondan geriye kalan iki resimden biri olan kopya yağlıboya Mona Lisa, Narmanlı Apartımanı’ndaki kiralık dairede büyükbabamdan yadigâr kalan Amerikan yazı masasının yanındaki duvarda asılıydı. Haliç’i gösteren diğer yağlıboya resimse koridorun duvarındaydı. Dört yaş civarı tesadüfen babaannemin bir fotoğrafını görene kadar yazı masasının yanındaki duvarda asılı duran kopya Mona Lisa’nın babaannemin portresi olduğunu düşünüp durmuştum hep.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2019
Sayfa Sayısı
96
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789753299510
Ortalama Değerlendirme »