Gökalp ve ardindan gelen bütün Türk sosyologlari içinde, milletimizi irkî bir birlik olarak târif ve telkin eden olmamistir. Bir dönemin kisa bir heveskârlik gösterilerinden gayri, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin irkçi herhangi bir politika izledigi görülmemistir. Bugün de, azinlik irkçiligi pesindeki münferit ve önemsiz iddialar bir yana birakilirsa, irka dayali bir milliyet iddiasi güden âlim yahut havas zümrelerini tanimiyoruz. Dinlerinden dillerine, çocuk yetistirme usûllerinden türkülerine kadar Türk kültür çevresi içinde olanlar Türk olurlar; Türk olduklari için de Türk sayilirlar. Ortak geçmis suuru, gelecegi birlikte kurma irade ve heyecani, hem yukarida ifade edilen ortak kültür çevresi içinde olmalarindan dogar, hem de bu kültür çevresine intibak kabiliyetini besler. Böylece, hangi irktan olurlarsa olsunlar, ayni kültür çevresi içinde yasayanlar, ayni heyecan ve degerleri paylasarak bir millet haline gelirler. Dünyada hiç bir milletin saf irk iddiasi olamayacagi gibi, saf kültür iddiasi da olamaz. Ancak bu, ortak bir hayat üslûbunun, bir millî kültürün olmadigi anlamina gelmez. Kültürler, unsurlari itibariyle zengin bir çesitliligi barindirirken, iman ve üslûplariyla bütünlük içinde ve millî olurlar.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
1. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
246
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789754371840
Ortalama Değerlendirme »