Mitolojik dönemde söz ile varlık birdi. Felsefenin do-ğuşuyla beraber bu birlik kırıldı. Söz varlıktan, onu temsil etmek üzere ayrıldı. Temsile en uygun dil, ku-ramsal dil olarak kabul edildi. Dil Orta Çağ’a ulaşıp da daha geniş bir alanı “uygun” bir şekilde temsil etmek zorunda kalınca, “uygun dil” de çerçevesini, edebi dili ve onun sembolik parçası olan metaforları içine alacak kadar genişletti.
Aydınlanma projesi metafiziği felsefeden elemek iste-diğinde ise, çerçeve tekrar daraldı; metaforlar dışarıda kaldı. Analitik Okul metaforları aynı sebepten dışarıda tutmaya devam ederken Kıta Avrupa düşüncesi akan gerçekliği metaforik anlatımın imkanlarıyla tasavvur etti.
Elinizdeki kitap metaforun tarihsel bir panoramasını örneklerle sunarken şu tespiti yapar: Metafordan kaç-mak, meşruiyetinin en çok tartışıldığı dönemlerde bile mümkün gözükmez. Bunu fark ettiğimizde metaforun ne işe yaradığını tekrar düşünmeye başlarız. Metafor dili mi süsler, anlatımı mı kolaylaştırır, iletişime boyut mu açar? Bu çalışma metaforu, tüm bu işlevlerin öte-sinde düşüncenin aracı olarak sunar. Yani felsefe bir ağaca, toplum bir saate, zaman bir nehre, belagatin değil, fasih düşüncenin gereği olarak benzetilir. Zira biz bir şeye önce anlam verip, anlamı sonra kelimeye dönüştürüp, ardından keyfi olarak başka bir kelimeye aktarmayız. Biz bir şeyi, henüz onunla karşılaştığımız anda başka bir şey olarak da görürüz. Şey, anlam ve kelime tek bir noktadır. Bu nokta yazıya ulaşıp da, şey, anlam ve kelimelere tekrar temas etmek üzere açıldığında sürekli dönen, bu biteviye hareketle geniş-leyen bir daire doğar
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2021
Sayfa Sayısı
132
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786257369398
Ortalama Değerlendirme »