Tarih ve felsefe terimleri, yüzyillardir birbirleriyle iliskisi olmayan alanlari nitelemek için kullanilagelmis olan terimlerdir. Antikçag’da insanin doga üzerine düsünerek kendi bilgisini kazanma süreci, Ortaçag’da yerini tanriya birakmis; bu çagi izleyen dönemde ise, her türden yerellik ve tarihsellikten uzak soyut akil kavramsallastirmasi, düsünce tarihinde o çagin genel paradigmasi haline gelmistir. Evrene ve kendine iliskin bilgi elde etme çabasinda insani yeterince tatmin etmeyen bu üç dolayimin, özellikle 18. yüzyildan baslayarak yerini tarihe terk ettigi; dahasi her birinin, kendi tikel anlamlarini ancak ve sadece tarih sayesinde ve tarihte kazandigi fikri, felsefeyi yeni bir yörüngenin eksenine çekmistir. ’Geçmisin simdideki sürekli etkililigi’ anlaminda bir tarihsellik bilincinin gelismesiyle birlikte tüm 19. yüzyil, bir tarih yüzyili olmus; tarih ile felsefenin bir arada ele alinmasi, özel anlamda felsefenin, genelde ise düsüncenin yönteminin ne olacagi sorusu üzerine yeni kavrayislarin sekillenmesine önayak olmustur. Günümüzde sosyal bilimler üzerine düsünmenin olanagi, bu sürecin bilinmesini ve özümsenmesini gerektirmektedir. Tarih Felsefesi kitabi, bu alanda bir giris kitabi olmanin ötesinde, ’sonuçlarindan hiçbir zaman ögrenilemeyecek bir etkinlik’ olan felsefenin içine dolayimsiz bir sekilde nüfuz edebilmeyi ve yüzyillarca iliskileri sorunlu addedilmis tarih ile felsefenin farkli kesisim noktalarindaki belli basli problemleri göstermeyi amaç ediniyor. (Tanitim Bülteninden)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2006
Sayfa Sayısı
237
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789758717224
Ortalama Değerlendirme »
