Benim için Kütahyali Ahmed Vasfî Dîvâni’ni bulmak ayri, üzerinde çalismak ayri, okumak ve neticesinde nesretme imkânina kavusmak ayri bir zevkti. Bu Dîvân vesilesiyle epeydir yazmak istedigim “Türk aruzu” meselesini ele alma imkâni buldum. Yine Klâsik dönemden çok çok farkli bir karakterde gelisen son dönem Dîvân siirimizin türlü özelliklerine de Vasfî’nin edebî kisiligini incelerken bilvesile deginmis oldum.Sairler sadece kendilerini anlatmazlar; klâsik edebiyatimiz gibi kurallari ve ölçüleri ve hatta konulari belirli bir edebiyatin mensuplari bile ister istemez çaglarina ayna tutar, yasadigi toplumun kabul ve retlerini, inanis, görgü ve algi âlemini, beklentilerini, insana ve dünyaya bakisini bize yansitirlar. Bu anlamda sairler, bir zaman sonra kendilerine ve varislerine ait olmaktan çikar, hepimizin olurlar. XIX. yüzyil Klâsik Türk siirinin tipik ama tipik oldugu kadar da orijinal bir temsilcisi olan Vasfî de önce eserinde çokça andigi Kütahya’nin ve Kütahyalilarin, genis manada da Türkçemizin sanatkâridir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2016
Sayfa Sayısı
230
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786059100816
Ortalama Değerlendirme »
