Bekir Yildiz’la tanistigimda lise ikinci sinif ögrencisiydim. Edebiyat dersi dönem ödevi olarak onunla söylesi yapmistim. Cagaloglu’nun arka sokaklarinda küçük bir matbaa isletiyordu: Asya Matbaasi... Bir saati asan konusma boyunca sigarasini hiç söndürmedigini animsiyorum. Sik sik da sesinin öfke tonunda yükseldigini. Birileriyle kavga ediyor, birilerine laf anlatmaya çalisiyor gibiydi. Söylesiyi ben yapiyordum ama sanki kürsüdeymis, karsisinda kalabaliklar varmis gibi konusuyordu. Gelistirdigi “Hikaye-röportaj“ teknigini söyle açiklamis o söyleside: “Insanligimizin yasantisi küçük dilimlere bölünmüstür. Bu insana bazi seyleri çok yogun anlatmaliyiz. Çok öz ve hizli anlatacaksin. Çünkü toplumumuz çok hizli degisen bir toplum. Bu, giden bir trenin ardindan unutulan bir seyi kosup verme gibi. Okuryazar oranimizi belli, az okuyor. Öte yanda anlatilacak seyler çok ve zaman geçiriyor. Hikaye-röportaja yönelisim iste buna bagli. Kuru gazeteci röportaji disinda yaraticiligi da içine alan bir tür. Anlatacagimiz, teknolojik asamalari okuyucuya vermek bir yerde de anlatim kaliplarini zorlamaktadir. Bazi konulari hikaye sinirlarina alamiyoruz. Hikaye sinirlarini kirmak için bu türü yegledim. Ya da Türk edebiyatina kazandirmaya çalisiyorum.“ Yildiz’in bütün yazdiklarinin anahtari galiba bu sözler.Zeki Coskun- (Arka Kapak)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
Sayfa Sayısı
248
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789759099961
Ortalama Değerlendirme »