Sümsük otu gibi yapışıp iyi niyetimi kaşık kaşık götürdü. Yaşasın hakkaniyet, hep benimkiler mi ölecekti. Acısı yüreğime su serpse de insanlık edip “Izdırap koca kanatlı kuştur, her gün bir dağ aşar, azıcık sabret,” diyorum anlamıyor. “Bazı ilaç terkiplerinin altında mücerreptir yazar. Bak işte ben o sınanmış hapım. Farz et cezaevindesin, gün say bir yıla tahliye olacaksın, çığrışmak çözüm değil,” diyorum anlamıyor. Buyur kendini yırt o zaman, niye bana geliyorsun. Taşeron firmayım sanki. Azrail’le imzalanmış iş akdim mi var ki, hizmet üretimine dair yönlendirme yapayım. Bu müştereken üstesinden gelinecek bir durum değil. Öyle olsaydı, şuraya yazıyorum imecenin dibine vururdum.
Leyla Polat, Ölümü Gör’de mizahi ve bıçkın üslubuyla bu sefer ölümü yokluyor. Ölüm hâlleri her bir öyküde ele alınırken Azrail’e karşı olumsuz bir duruş sergilenmiyor. Korkutucu ve kaçınılan bir gerçek olmaktan çıkan ölüm, herkesin yanı başında mizahi bir kapı olarak açılıyor. Okura, şifa niyetine öyküleri okuyarak kapıdan geçmek kalıyor.
                        
                        
                            Yayınevi
 
								
								Yazar
 
								
								Çevirmen
 
								
								Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
 
								
								Baskı Sayısı
1. Baskı
 
								
								Basım Yılı
2020
 
								
								Sayfa Sayısı
95
 
								
								Kapak Türü
Karton Kapak
 
								-  
ISBN 
 9786052199534
 
							
                         
                        
                            Ortalama Değerlendirme » 
