“Bu perde çocuk perdesi değildir. Bu perde ibret perdesidir. Perdenin hakkını vermek için perdeyi yıkmak gerekir.”
Karagöz ile Hacivat’ın günümüze kadar yüzlerce hikâyesi anlatıldı, sayısız gölge oyunları sahnelendi, filmlere konu oldu ve üzerine pek çok araştırma yapıldı.
Bütün bunlara rağmen Geleneksel Türk Tiyatro Tarihi’nin bu eşsiz kahramanlarının gerçekten yaşayıp yaşamadıkları hâlâ tartışma konusudur.
Fatih Mehmet Ünlü şimdiye kadar anlatılanlardan çok farklı bir Karagöz ile Hacivat hikâyesi sunuyor bu kitabında. Yazar, Sola Unitas Yayınları tarafından yayınlanan başka bir Karagöz ile Hacivat hikâyesi ile birlikte bu eserinde de, kendine has üslubuyla okuyucuya bambaşka bir okuma deneyimi sunuyor.
Orhan Gazi, Karagöz ile Hacivat’ın ölümünden sonra çok kederlenir. Bir mecliste, ‘’Karagöz ile Hacivat’ı yaşatın!’’ diye buyurur. İstediği, ikisini ebediyen yaşatacak sanatsal bir fikrin bulunmasıdır.
“Ne denli adil imiş kâinat! Ne yersen ye, düşüp gider hep yolda. Ne denli adil imiş kâinat! Herkesin son hanesi toprakta. Şeyh Efendi günde beş öğün et yer, amma adım atamaz. Hacivat’a üç hurma, bir meyva; amma koşar Hacivat. Sor ahiye; güldün mü sarayda, hamamlarda? Sor ahiye, sevdin mi bir canan doya doya? Sor ahiye, yaşadın mı gönlünce kâinatta? Bir de fakire sor, duy; aynı cevap.”
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2020
Sayfa Sayısı
140
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786257797344
Ortalama Değerlendirme »