Bir kalemin yükünü, kuskusuz, o kalemi elinde tutan yazarin varolusu kavrayisi ve bu kavrayisla elde ettigi ufku ve sorumluluk bilinci belirler. Kalemin yükü, aslinda yazarin da yüküdür. Hiçbir yazar, inançlarinin, dünyayi kavrayisinin, siyasal görüslerinin; esasen de insan olusunun kendisine yükledigi sorumluluklardan bagimsiz olarak istese de yazamaz; yazmamasi gerekir.Kalemin Yükü, yazdiklari ve eylemleriyle edebiyatimiza ve düsüncemize yön veren yazarlar ve onlarin adlariyla özdeslesen dergilerini, verili kipörneklerin içine hapsolmadan, dünden yarina uzanan bir düsünce izleginde yeniden degerlendirerek anlamaya ve toplumsal, tarihsel birikimimize eklemlemeyi amaçliyor. Iste bu baglamda yikim, ayiklama ve insa çabalarini ve bu çabalarin kahramanlarini bir arada görmek ve degerlendirmek, bir düsünce çizgisi üzerinde, iz sürmek gerekiyordu. Her ne kadar farkli dillerle konussalar ve farkli edebiyat, sanat ve kültür anlayislarina, siyasal düsüncelere öncülük etseler de hemen hepsi de umutlariyla birlikte ayni dil ve düsünce yaralarini tasiyordu. Onlarda ve onlarla açilan bu yaralarin çogu, toplumsal bünyemizde hâlâ ince sizilarla kanamaya devam ediyor. Bu sorumlulugu farkeden kalemlerin yükü olarak dokunulmayi ve hâlâ sagaltilmayi bekliyor o yaralar.(Tanitim Bülteninden)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2014
Sayfa Sayısı
254
Kapak Türü
-
ISBN
9786054498895
Ortalama Değerlendirme »