Türklük, Türkiyelik, biyolojik kimlik, etnik kimlik, üst kimlik, alt kimlik derken, kavramlar öylesine karisti ki, tozdan dumandan ferman (veya kimlik belgesi) okunamiyor. Bu karisiklik, Osmanli döneminde bile bu derecede degildi. Mehmet Emin Yurdakul “Ben bir Türküm, dinim cinsim uludur” misraini, Mesrutiyet döneminde degil, Abdülhamid döneminde yazmisti. Saraydan firça degil, onay görmüstü. Fransa’da “Français”, Ingiltere’de “English” demek bizde “Türk” demek kadar firtina koparmiyor. Sovyetler Birligi döneminde de “Rusya” demek firtinalar koparmazdi. Bizde ise, asiriya kaçan irkçi toplum mühendisleri ve yine asiriya kaçan kozmopolit toplum mühendisleri yüzünden (veya sayesinde) öyle bir duruma düstük ki, Türk kimligini kabul edenler bunu ürkek sesle söylemeye mecburuz saniyorlar. Bu denemelerde, baskalarina insanca ve sevgiyle bakarken, kendimizin de ayni bakisa lâyik oldugumuzu hatirlatmak istedim: “Toplum mühendisi” kimligi ile degil “Vatan bireyi” olarak.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2010
Sayfa Sayısı
108
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789759952747
Ortalama Değerlendirme »