Propaganda, dini yaymak üzere kilise tarafından ortaya çıkarılmış bir kavramdır ve insanlığın varoluşundan bu yana iktidar mücadelelerinin bir sonucu olarak her dönemde, bilhassa gücü elinde bulunduranlar tarafından kullanılmıştır. Kilisenin dini yayma isteği propagandayı kurumsal hâle getirmiştir. Sonraki dönemlerde kitlelerin ikna edilmesi ve silahsız savaş yöntemi olarak tarihe geçmiştir. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve herkesin erişebileceği şekilde ucuzlaması propagandanın kullanımını kolaylaştırmıştır. Bu durum Birinci Dünya Savaşı’nda, savaşın yalnızca silahlarla yapılamayacağını ispatlamış, İkinci Dünya Savaşı ile de propaganda artık savaşın mühim bir yöntemi olarak uluslar tarafından kullanılmıştır. Propaganda, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında siyasallaşmış ve Soğuk Savaş Dönemi’nde siyasal iletişim kavramına dönüşmüştür. İki dünya savaşında -özellikle kitaba konu olan İkinci Dünya Savaşı’nda- edindiği kötü şöhret nedeniyle propaganda kelimesi hafızalarda olumsuz bir algı yaratmaya devam etmiştir. Çalışmada, bahse konu olan kötü şöhretin en görkemli sahiplerinden Hitler ve Stalin’in propaganda metotları ele alınmış, propagandanın farklı coğrafya ve ideolojik yaklaşımlardaki uygulamaları incelenmiştir. Ayrıca, İkinci Dünya Savaşı’na giden süreçte ülkelerin iç siyasetinin savaş ortamını nasıl oluşturduğu sorusuna cevap verilmiş; iç propaganda ile hazırlanan ortamın, dış propagandaya yansımaları ve ülkelerin savaş arenasındaki propaganda faaliyetlerini nasıl yönlendirdiği incelemiştir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2022
Sayfa Sayısı
168
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786254081453
Ortalama Değerlendirme »