Elinizdeki inceleme, Orhan Pamuk’un Kara Kitap adlı romanından bir alıntıyla başlıyor: “O ara biri ‘en büyük egzistansiyalist’in İbni Arabî olduğunu, Batı’dakilerin yedi yüz yıl sonra, yalnızca ondan çalıp çırpıp taklit ettiğini yazmıştı.” Bugün Batı’da Herakleitos ve Augustine’den Aquinas’a, varoluşçuluğun öncüleri sayılabilecek şahsiyetler güncelliklerini korurken, Orhan Pamuk, Doğu’daki İslamcı/milliyetçi odakların, Batı’nın temelleri üzerindeki hak iddialarına bir örnek olarak İbni Arabî’yi kullanmaktadır. Modern kültürü ve yüzyılların bütün düşüncelerini tek bir kültürel kaynak adına yeniden kendilerine mal eden birçok eleştirmendeki bilindik yerel içgüdüleri, parodileştirme yoluyla ifade etmektedir Pamuk. Arabî’nin Dante’nin İlahi Komedya’sı üzerindeki iddia edilen etkisi, birçok hüsnükuruntu tadındaki hermenötik arasından bir örnek olarak alıntılanmıştır. Ama bu kitap, Pamuk’un şakasındaki gibi, İbni Arabî’nin tüm zamanların varoluşçusu ya da postyapısalcısı olduğunu iddia etmek yerine, tasavvufu ve yapısökümü anlamayı amaçlıyor. Benjamin’in bir kavramını istismar ederek kullanırsak, farklı parçaların aynıya, yani kırılmış bir çömleğe, aidiyetini hatırlama arzusudur bu çalışma. İncelenen metinlerin kökleri arasında 800 yıl gibi bir zaman farklılığı ve büyük bir coğrafi uzaklık bulunmaktadır. Bu çalışmanın niyeti bir 13. yüzyıl mutasavvıfını bir postmodern teorisyene çevirmek olmadığı gibi Jacques Derrida’yı da İslamîleştirmek veya yazılarını İslamî mistik bir forma dönüştürmek değildir. İbni Arabî ile Derrida arasındaki ilişki tam olarak nedir? Bir mutasavvıfın kullandığı kelimeler, “gerçekten bir ateist gözüyle bakılan” çağdaş bir Fransız teorisyeninin çalışmalarıyla benzerlik arz edebilir mi? Yapısökümün metaforları, stratejileri ve motifleri bütün anlamlarını tasavvufla bir mukayese bağlamında değiştiriyor mu? İbni Arabî bize Derrida’yı farklı şekilde okumayı öğretebilir mi ya da Derrida İbni Arabî’yi? Son dönemlerde tüm dünyada karşılaştırmalı din ve teoloji bölümlerindeki akademisyenler kendi dini geleneklerindeki çeşitli örnekleri Derrida’nın yapısökümcü yazıları için yeniden keşfederken, Georgia State University’de postkolonyal edebiyat teorisi üzerine dersler vermekte olan ve daha önce Türkiye üniversitelerinde de çalışan Ian Almond da, bu kitapta, pek çok soruya yanıt aramakta ve iki ayrı düşünürü karşılaştırmalı olarak ele almaktadır.
IAN ALMOND
Georgetown University Katar’da Dünya Edebiyatları bölümünde dersler vermektedir. İtalya, Türkiye, Almanya ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde çalıştı. Kırktan fazla makalesi ve bu kitaptan başka dört kitabı daha yayınlandı: The New Orientalists: Postmodern Representations of Islam (I.B.Tauris, 2007), Two Faiths, One Banner (Harvard University Press, 2009), History of Islam in German Thought: From Leibniz to Nietzsche (Routledge, 2009) ve The Thought of Nirad C. Chaudhuri (Cambridge University Press, 2015).
Eserleri Arapça, Almanca ve Farsça dahil olmak üzere on iki dile çevrildi.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kadir Filiz
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
3. Baskı
Basım Yılı
2019
Sayfa Sayısı
192
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789755397122
Ortalama Değerlendirme »