Siir ve anlati iliskileri, modern edebiyatin en sorunlu alanlarindan biridir. Türkiye’de modernist siirin anlatiya mesafeli oldugu, modernist bir siirde anlatisalligin bulunamayacagi yönünde çok yaygin bir kanaat var. Bu kanaate göre modernist siir, insan duygularini en az sözcükle disa vuran siirdir. Oysa Türk siirinde gerçek anlamda modernist diye nitelenebilecek ilk hareket olan Ikinci Yeni’ye mensup sairlerin hiç de en az sözcükle yalnizca duygularini aktardiklari söylenemez. Aksine, hemen hepsinin uzun siirler yazdigi, siirlerinde çok fazla sözcük kullandiklari ve anlatisalliktan kaçinmadiklari ortadadir. Örnegin Turgut Uyar, çogu birer anlati olarak okunabilecek siirler yazmistir. Siir ve anlatinin iç içe geçtigi bu siirler, onun az sözcükle yazmayi amaçlayan saf siir anlayisina hiç de yakin durmadigini açikça gösterir. Türkiye’deki modernist siir algisi ile Ikinci Yeni pratigi arasindaki bu çeliski, bizi basta modernizm ile anlatisallik arasindaki iliski olmak üzere pek çok kavram ve sorunu yeniden sorgulamak zorunda birakmistir. Siir ve anlati iliskilerini Turgut Uyar örnegi üzerinden inceleyen bu kitap, siirdeki anlatisallik sorununu tartismakta ve Uyar’in basta Dünyanin En Güzel Arabistani olmak üzere siir kitaplarinda “imgesel gerçekçilik” diye nitelenebilecek bir anlayisla hayati nasil anlatisallastirdigini göstermektedir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
214
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786059954792
Ortalama Değerlendirme »