Sanırım o anda hiçbirimiz Zaman Makinesi’ne pek inanmadık. Aslında Zaman Gezgini, inanmak için fazla zeki olan o adamlardandı; onu tam olarak anlamış hissetmezdiniz kendinizi; açıksözlülüğünün ardında daima biraz kurnazca ağzı sıkılıktan, pusudaki bir marifetten şüphelenirdiniz.
Filby modeli göstermişken ve konuyu Zaman Gezgini’nin kelimeleriyle açıklamışken, ona bu denli şüpheli tavırlarla yaklaşmamalıydık.
Yani, onun sunduğu gerekçeleri anlamalıydık…
Bir domuz kasabı bile Filby’yi anlayabilirdi.
Ama Zaman Gezgini, parçalarının üzerine biraz fazla düşüyordu ve biz ona güvenmiyorduk. Zeki bir adamı ünlü kılacak olan şeyler, elindeki numaralar olarak görülüyordu.
Bir şeyleri fazlasıyla kolay yapmak, bir hatadır.
Onu ciddiye alan ciddi insanlar, onun tavrından asla tamamen emin hissetmediler; onlar, bir şekilde yargılamadaki şöhretlerini ona emanet etmenin, bir çocuk yuvasını kırılgan porselenle döşemekten farksız olduğunun bilincindeydiler.
Bu nedenle şüphesiz, çoğumuzun kafasında buna dair tuhaf olasılıklar olmasına rağmen, o Perşembe ile sonraki arasında zamanda yolculuk hakkında çok fazla şey söylediğimizi sanmıyorum: bunun akla yatkınlığı, yani uygulama yönünden inanılmaz oluşu, oluşabilecek tuhaf tarihsel yanılgı ve bunun yaratacağı bütün karışıklıklara dair olasılıklar tartışılmadı...
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2019
Sayfa Sayısı
128
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786052495742
Ortalama Değerlendirme »