Türkiye, “Nizam-i Cedit“ten “Güçlü ekonomiye geçis programi“na kadar iki yüz yildir bir yenilgi tuzagina düsmekten yakayi kurtaramadi. Bütün bu zaman zarfinda üretilen tüm kavramlar veya hakim retorik, hep ayni anlama gelen seylerdi. Hepsinin ortak paydasinda Bati’da ortaya çikan kapitalizme “uyum saglamak“ vardi. Nizam-i cedit, asrilesme, muasirlasma -daha sonra bu kavram çagdaslasma olarak yeniden sahneye çikacakti-, batililasma, modernlesme, kalkinma, “istikrar“, “yapisal uyum“, simdilerde “güçlü ekonomiye geçis“ vb... esas itibariyle sömürgelesmenin baska kavramlarla ifadesinden ve baska araçlarla sürdürülmesinden baska bir sey degildi. Velhasil, kapitalist gelismenin farkli evrelerine “uyumu“ ifade eden, olup-bitenleri mesrulastiran, kavramin gerçek anlaminda bir “retorikti“.
Dünya’nin geri kalaninin da kapitalizmin ilk defa ortaya çiktigi ve ortaya çikar çikmaz hakim duruma gelen emperyalist ülkeler gibi olmasi, onlara benzemesi, iki bakimdan olanaksizdir: Birincisi, kapitalist üretim tarzi kutuplastiricidir, hiyerarsi üretmeye mahkumdur; Ikincisi de, herkesin Bati gibi “zengin“ ve “müreffeh“ olmasi ekolojik sinirlilik nedeniyle olanaksizdir. Artik iflas eden, iflasi sürekli tekrarlanan bu yenilgi tuzagindan kurtulmanin, paradigmanin iflas ettigini kabullenmenin, velhasil paradigmayi degistirmenin zamani gelmis olmalidir.
(Arka Kapak)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
3. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2001
Sayfa Sayısı
238
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789758382552
Ortalama Değerlendirme »