“Ideolojiler öldü” önermesi 20. yüzyilin ikinci yarisinda formüle edildi. Bu tezin savunucularina göre mevcut paradigmalar islemiyor, vaatler ile gerçekler arasindaki makas her geçen gün biraz daha açiliyordu. “Ne yapmali” sorusu böyle bir ortamda soruldu. Yeni sag ile yeni solu besleyen kültürel ortam ve bu baglamda eskiden köklü bir sekilde kopus, yine bu dönemde belirgin hale geldi. Kapsayici çözümler ve toplumcu kurtulus düsüncesi bir kenara birakildi. Sagdan veya soldan, kendi mesreplerine göre yeniyi arayan kesimler yeniyi oldukça eski bir yerde formüle ettiler. Böylelikle birey siyasal-sosyal teorinin merkezine yerlesti. Yeni solcu bireyi kimlik temelinde ele almayi tercih ederken, yeni sagci birey üzerinden piyasaci ideolojinin yerlesmesine katkida bulundu. Ayrica yeni sag ve yeni solun yükselise geçtigi postmodern konjonktür liberallerin muhafazakârlastigi, sosyalistlerin ise liberallestigi bir ideolojiler karmasasinin kapisini araladi. Tüm bu süreçlerin arkasinda ise refah devletinin ve reel sosyalizmin çöküsü yatmaktadir. Postmodern birey yalniz ve umutsuzdur. Yeni sag ona sürekli haz pesinde kosarak ve yalnizca kendini düsünerek mutlu olabilecegini, yeni sol ise mutlulugun baskalarini degistirmeye çalisan totaliter bir ugrakta degil, kendini gerçeklestirmeyi amaçlayan içsel bir durakta elde edilebilecegini salik verdi.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2010
Sayfa Sayısı
512
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786055738501
Ortalama Değerlendirme »