Sizin de çizdiginiz karakterler gibi hafif takintili bir haliniz var. Aslinda o aptalliklar, takintilar hepimizde varolan özellikler. Tabii ki bende de var. Ama ben çizdikçe takintilarimdan ariniyorum. Bir tür kendi kendine terapi gibi. Sizin karikatürünüzde siddet, güncel argo, politika, cinsellik yok. Yakisikli tabirle, daha evrensel isler... Ben çizmeye basladigimda Türkiye’deki mizah dergileri sokakla ilgilenmeye baslamisti. Bir adam çizildigi zaman o adamin karakteri, sinifi, giyim tarzi, konusma tarzi belirtilirdi. Ben belki de biraz içime kapanik oldugum için çok ilgimi çekmedi sokaklar. Sokakta insani anlatacak çok sey var ama ben dogrudan insani anlatmak istedim. Asagi yukari tiplerim aynidir. Çiplak, kisiliksiz ve belli bir yere ait olmayan insanlar durumu anlatmak için araçtir onlar sadece. Çizgilerinizde de bir sadelik, yuvarlaklik söz konusu. Fazla teferruttan kaçiniyorsunuz... Espriyi olabildigince öne çikarmak için, çizgi kendisini geri çekiyor. Teknik olarak ’basarisiz’ bile diyebiliriz, ama bir ruhu var çizgimin herhalde. Öyle diyorlar yani. Karikatürü çok hizli çizerim ama saatlerce ifadelerle ugrasirim. Bence karikatürde söyle bir ters oranti var. Ne kadar sade olursa o kadar gösterisli oluyor. (Göksan Göktas’in Selçuk Erdem’le Röportaji, Süpheleniyorum O Halde Komigim, Radikal, 29.07.2000)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
1. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2000
Sayfa Sayısı
111
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789757004325
Ortalama Değerlendirme »