Edebi gelenegimizde siir üzerine düsünme ve onu açiklama tesebüsleri tahmin edildigi gibi yakin geçmise dayanmamaktadir. Serh adi verilen ve XVI. yüzyildan itibaren Arapça-Farsça manzumelerin yani sira Türkçe siirlere de yazilmakta olan bu edebi metinler, büyük ölçüde tasavvufi mahiyet arz etmektedir. Yaklasik bir asir önce baslayan Türk klasik siiri örneklerini serh etme ihtiyaci çogunlukla; sekil, muhteva derinligi, mazmun ve hayal kadrosu itibariyle de benzesen Arapça-Farsça manzumelerin serhleri ile temellendirilmis. Türk diliyle yazilmis tasavvufi siir serhlerinden geregi kadar istifade edilmemistir. Oysa kütüphanelerde yazma risaleler halinde daginik bir sekilde bulunan bu metinler, bize o denli renkli ve zengin bir dünya sunmaktadir ki, 23 sairin 42 ayri manzumesine, 20 farkli sarih tarafindan yazilmis 47 serh metninden yola çikarak tasavvufi siir serhlerinin muhteva ve metot özelliklerini ortaya koymaya çalisan bu eserin yayimiyla, “boslugu doldurmak“ degil “dikkat çekmek“ kabil olursa hedefe ulasilmis olacaktir. (Arka Kapak)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
3. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2000
Sayfa Sayısı
463
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789757321521
Ortalama Değerlendirme »