Gramsci’nin düsüncesinde oynadigi basat rolden dolayi sol içerisinde yogunlukla tartisilagelen ve özellikle Avro-komünizme belirgin rengini veren “sivil toplum” kavraminin kökeni Hegel’e ve Rousseau’ya dek uzanir. Sivil topluma elestirel yaklasan her iki düsünür doga durumu-sivil toplum ikiligini degil, sivil toplum-devlet ikiligini temel alir ve bu topluma özgü iliskilerin tarihsel olarak belirlenmis oldugu yolunda bir vargiya ulasirlar. Ne var ki ne Hegel ne de Rousseau sivil toplumun bakis açisinin ötesine geçememis ve ona kökten bir elestiri getirememistir. Bu tür bir “anatomi”yi gerçeklestirecek olan kisi Marx’tir. Marx, emege en temel “ontolojik” kategori olma önceligi taniyarak insan ile doga arasindaki iliskinin kavranis biçimini tümüyle degistirmis, bu iliskiyi emek araciligiyla dolayimlamak suretiyle insan-doga iliskisini tarihselligi içinde kavrayabilmistir.Bu kitabin amaci sivil toplumu kendinde bir amaç olarak gören, onu yücelten, sivil toplum-devlet ikiligini merkeze oturtup devlet karsisinda sivil toplumun sinirlarini genisletmeyi ana hedef olarak belleyen yaklasimlarin tersine, Marx’in, sivil toplumu kapitalist iliskiler baglaminda açiklayan çözümlemesine dayanarak, tartismaya sivil toplumu asma perspektifinden müdahil olmaktir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yılı
2020
Sayfa Sayısı
364
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786054412884
Ortalama Değerlendirme »