Eger mesele kökten kavranilmis olsaydi görülecekti ki Türkiye’nin muhtaç oldugu sey herhangi türden bir “yol“ degil, ne türlü olursa olsun o yolda yürümesini mümkün kilabilecek “pabuç“ idi. Bu topraklarda eger bir millet yasiyorsa; bu milletin de bir kültürü var. Türk toplumu dedigimiz zaman çesitli kültürlerin haritasi sebebiyle olusmus bir bütünü kastetmis olmuyoruz. Bilakis tek belirleyici kültürün sartlara bagli olarak zaman içinde farkliliklar dogurmus bulundugunu, farkli derecelerde temsil gücü kazandigini anliyoruz. Hangimiz önce degisiyor, biz insanlar mi, yoksa biz insanlarin içinde yasadigi ortam, yani dünyamiz mi? Bence ikincisi. Insanlarin degismesi derken onlarin fiziki yapilarini akla getirmek istemiyoruz elbet. Yaptigimiz karsilastirma tek tek insanlarin zihin, anlayis tarziyla bu insanlarin her birinin muhatap oldugu zihin bileskesi, ortaklasa anlayis arasindadir. Dile getirmeye çalistigimiz kurallar uyarinca kisa vadede Türkiye’de bir yönetim degisikligi yapmanin imkâni ortadan kalkmistir. Yepyeni bir hükümet veya yepyeni bir siyasi kadronun dünya sistemiyle yeni bir kontrat yapmak için önerecegi hiç bir yeni madde yok. Iktidara gelmek isteyen yeni ekip yürürlükte olan siyasi çizgiyi bir adim ileri tasimayi bile teklif etmeyecek. O halde restorasyonun gidebildigi yere kadar yönetim kendini pekistirecek. Dünya sisteminin gereklerini yerine getirmeyen bir siyasi çizginin çizilen çerçevede yeri yok. Demek ki seçimlerin bizde uyandirdigi merak bir filmin veya bir romanin nasil bitecegine duydugumuz meraktan daha siddetli olamaz. (Tanitim Bülteninden)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2011
Sayfa Sayısı
324
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786054056903
Ortalama Değerlendirme »