Ruh Dağı’nın sadece “ben“ kişi zamiriyle belirtilen yazar kahramanı, 1980’lerin başında, yaşadığı baskılardan ve büyük kentin kargaşasından uzaklaşmak, kendini bulmak amacıyla başkent Pekin’den ayrılır. Tesadüf -bir trenin kompartımanında birbirine çarparak şıngırdayan iki çay fincanı- onu, gizemli bir dağın peşinde, sırlarla dolu uçsuz bucaksız Çin coğrafyasında muhteşem bir yolculuğa sürükleyecektir. Yazar aşkı, insanın başlangıcını, Çin’deki uygarlıkların kökenlerini, hakikati, bilgeliği, sağlığı ve doğallığı ararken, ruhunun ve belleğinin derinliklerinde bir iç yolculuk da gerçekleştirecektir. Hikaye geliştikçe “ben“ “sen“e dönüşecek, yer yer iç içe geçen iki ayrı sesin karşılıklı konuşmalarıyla, gerçekten modernist bir metin çıkacaktır ortaya. Otobiyografik, pikaresk ya da folklorik bir anlatı, zamanda ve mekanda yapılan bir yolculuğun öyküsü, gerçekliğin eleştirel yansıması, lirik bir şiir... kaybedilip yeniden bulunan “Çinliliğe“ dair bir roman olan Ruh Dağı, 20. yüzyıl sonu Asya edebiyatının en büyük eseri, çağdaş dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olarak nitelenmeyi hak etmektedir.
“Yalnızca büyülü öyküleri, folklor açısından zenginliği, sonsuz çeşitlikte bir coğrafyanın ortak bilinçaltının dile getirişiyle değil, şiirden monoloğa, baladdan diyaloğa çeşitli anlatı üsluplarını harmanlayışıyla da övgüye layık.. Lirik bir destan..“
New York Times
“Bu büyüleyici kitap bir ressamın, şairin ve filozofun eseri. Çizdiği binlerce manzarayla ezeli ve ebedi Çin’i bir kaleydoskop görüntüsüne dönüştürecek insanın gözlerini kamaştırıyor.“
Le Figaro
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
Basım Yılı
Sayfa Sayısı
550
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789756612927
Ortalama Değerlendirme »