Bir beylik olarak ortaya çikisindan itibaren bünyesinde sartlarin gerektirdigi degisiklikleri yapmaktan çekinmeyen Osmanli Devleti, saglam temeller üzerine bina edip gelistirdigi ve kemâl mertebesine ulastirdigi müesseseleri vasitasiyla uzunca bir hükümranlik dönemi geçirme imkâni buldu. Bu devlet, “destanlarda görülen, âsumanî heykeller gibi, basi, kürre-i arzin bir kitasina yaslanmis, vücudu bir baska kitasina sarilmis, ayaklari ise baska bir kitasina uzanmis” heybetli bir vücuda benzemekte idi. Biz, bu vücudun, farkli görevleri bulunan organlarini, yani toplumun sosyal yönünü incelemeye çalisacagiz. Islâm’i kabul etmesiyle yepyeni bir hayat anlayisina intibak ettigini gördügümüz Müslüman-Türk dünyasi, bagli bulundugu bu yeni dinin emirlerine uygun olarak toplum yapisini sekillendirmisti. Osmanli Devleti de mensubu bulundugu dinin prensiplerinden farkli bir sekilde hareket edemezdi. Zira “bu devlette din asil (kök), devlet ise onun bir fer’i (dal) olarak görülüyordu.” Selçuklu-Bizans sinirlarinda ortaya çikan bu küçük beyligin, kisa bir müddet sonra, tarihin akisini degistirecek derecede kudretli bir devlet hâline gelmesinin sebebini bu anlayista aramak gerekir. Bu arastirmada, Osmanli toplumunun sosyal ve kültürel özellikleri yaninda, farkli mekân ve zamanlarda meydana gelen degisikliklere de temas edildi.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2014
Sayfa Sayısı
208
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786055996659
Ortalama Değerlendirme »