Dünyada yasamis ve yasamakta olan her canlinin bir tarihi oldugu gibi her insan toplulugunun da yasam mücadelelerinden olusan bir tarihinin olmasi muhakkaktir. Muayyen bir kisi için anilari nasil bir manevi degere sahip ise bir millet için de o milletin tarihten beri verdigi yasam mücadelesi ve bu mücadele esnasinda sahip olduklari degerler ve milli kültürü de ayni degere sahiptir. Bir milletin hafizasindan bazi geçmisler silinebilir, fakat milletlerin hayat mesafeleri ve manevi dünyasina damgasini vuran hatiralar ise kolay kolay silinmez. Hafizalardan silinmeyen hatiralar ile bu hatiralarin içinde yatan tefekkür ve manayi unutmak ise bir felaketin baslangicidir. Burada vahim olani bir milletin geçmisini tamamiyla unutmasi ve geçmisini bilme zaruriyetini hissetmemesidir. Tarihin cömert kaynagindan beslenmeyi bilmeyen veya reddeden milletler yine tarihin tehlikeli rüzgarlari önünde savrulup gitmekten kurtulamazlar. Dahasi geçmiste oldugu gibi zamanin baskin dis güçlerinin müdahaleleriyle esastan degistirilmis tarihi kendi gerçek tarihleri olarak tanimak zorunda kalirlar. Bu uydurulmus tarihler onlarin yüzyillardan miras aldiklari manevi gücü tamamen ortadan kaldirmakla birlikte zamanla onlari mevcudiyetlerini sorgulama noktasina getirir.(Tanitim Bülteninden)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yılı
2019
Sayfa Sayısı
400
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786058049949
Ortalama Değerlendirme »
![puan](images/stars_0.png)