Yahudi Soykirimi Sirasinda Kofman Ailesinin
Fransa’da Yasadiklarina Dair Çok Çarpici Bir Anlati.
Bir Kadin Filozofun Kaleminden Unutulmaz Bir Hikâye.
Gerçekten de bir daha göremedik babami. Bir haber de alamadik, sadece Drancy’den yollanmis bir kart, menekse rengi mürekkeple yazilmis, üzerindeki pulda Maresal Pétain’in resmi var. Bir baskasinin eliyle Fransizca yazilmis. Genelde bizimle iletisim kurarken kullandigi diller olan Yidisçe ya da Lehçe yazmasini yasaklamislar elbette …. Savastan sonra, Auschwitz’den vefat ilami geldi. Toplama kamplarina gönderilmis diger sürgünler geri döndüler. Bir Yom Kippur günü, sinagogda, tehcir edilmislerden biri babami Auschwitz’de görmüs oldugunu iddia etmisti. Orada bir sene hayatta kalmis. Kapo olmus Yahudi bir kasap (ölüm kampindan döndükten sonra, Rosiers Sokagi’nda tekrar dükkân açmisti), çalismayi reddettigi bir gün onu kazma darbeleriyle öldüresiye dövmüs ve canli canli gömmüs: O gün Sabatmis: “Hiçbir kötülük yapmadi,” demisti, “sadece biz kurbanlar ve cellatlar için Tanri’ya dua ediyordu.”
Bunun için, baska pek çoklariyla birlikte babam da bu sonsuz siddete maruz kalmisti: Auschwitz’de ölmek, hiçbir ebedi Istirahate saygi gösterilemeyen, gösterilmeyecek bu yerde.
SARAH KOFMAN
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Murat Erşen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
104
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786055159207
Ortalama Değerlendirme »