Yayladag’in tek ilkokuluna kaydolur Mehmet Aksoy; elinde tahtadan yapilma çantasi, çantasinin içinde ömründe ilk kez gördügü ve kokusunu hâlâ hatirladigi kursunkalem ve çizgili defteriyle okula gider. Nazmiye Ögretmen bahçeye çikarir onlari ve “haydi çizin” der, “ne isterseniz, neyi isterseniz çizin.” Bir kus yapar kâgida küçük Mehmet, ama öyle bir kus ki, tipki elinde sapan kovaladiklari gibi; tüyleri, gagasi, kanatlari… sanki kâgittan firlayip uçup gidecek. Nazmiye Ögretmen bir kusa, bir Mehmet’e bakar, kucaklar onu, kollarinda ögrencisi, dönerler bahçenin orta yerinde… “Ya Nazmiye Ögretmen olmasaydi” diye soruyor Aydin Engin, “Ya Mehmet Aksoy onun sinifina düsmeseydi…” Büyük heykel ustasinin içindeki sanatçi iste böyle, ögretmeninin sevgi dolu destegiyle yüzünü gösteriyor. Sonra da hep o sanatçi yan egemen oluyor Mehmet Aksoy’a. Soguk taslardan, sicacik heykeller yontuyor o gün bu gündür Aksoy; yasayan, isik tasiyan, konusan, anlatan, acitan, kanatan heykeller.Heykeliyle konusan Mehmet Aksoy, bu kez “söz”le konustu. Insani, kendini, sanati, sanatini anlatti gazeteci ve yazar Aydin Engin’e. Bu uzun nehir söyleside safkan bir sanatçidan aynaya yansiyanlari; onun sicak, samimi itiraflarini, bir insan olarak portresini bulacaksiniz.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
3. Hm. Kağıt
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yılı
2009
Sayfa Sayısı
464
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789754584028
Ortalama Değerlendirme »