1821’de Fransa’nin Rouen bölgesinde dogan Gustave Flaubert, gençlik yillarinda ibadet edercesine edebiyatla ilgilenmistir. Kendinden kisa bir süre sonra yazmaya baslayan Zola tarafindan sistematize edilen Natüralizm (Dogalcilik) akiminin ilk yazaridir. Gerçekçilige olan tutkusuyla, roman kahramanlarinin hiçbirine yakinlik duymadan yazmistir. Her karakteri ve her olayi titizlikle inceler, kisilerin ve olaylarin nedenini arastirir ve bunlari mükemmel bir dille okuyucuya aktarir. 1857 yilinda “Revue de Paris“ dergisinde tefrika halinde yayimlattigi ilk eseri “Madame Bovary“, hükümet tarafindan toplumun ahlaki ve dini duygularina hakaret ettigi gerekçesiyle yasaklandiysa da beraat etti ve Flaubert’e ülke çapinda büyük ün kazandirdi. XIX. yüzyil romaninin en basarili örneklerinden biri olan “Madame Bovary“, hem ele aldigi konu hem de üslubu ile romani çarpici hale getirmistir. Anlatilan, Emma Bovary’nin trajik hayat hikayesi ve asklari gibi görünmekle birlikte, 19. yüzyil Fransiz ve yargilari ile ahlak ölçülerinin riyakarligini ele alir. Romandaki her detayi gerçeklerle yogurmaya önem veren Flaubert’in, Emma’nin intiharini anlatmak için arsenigin tadina bakacak kadar ileri gitti ve bu yüzden hastalandigi söylenir. “Madame Bovary“ de Romantizm hareketinin duygularina kapilan ve onlari ciddiye alan boskafali bir kadinin nasil felakete sürüklendigini gösterir. Bir küçük burjuva kadininin trajedisinin arkasinda yatan bayagi, önemsiz ve küçük dünyayi gösterir. (Arka Kapak)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Mustafa Bahar
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2007
Sayfa Sayısı
344
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789759099138
Ortalama Değerlendirme »