Hiçbir şey umurunda değil gibiydi. Nedense o yabancıdan bana zarar gelmeyeceğini düşünmüştüm. Kendimizi lunaparkın ortasında sağa sola koşturan çocukların içerisinde ne yapacağını bilemez halde bulduk. Cama doğru dönerek sessiz bir şekilde “baba” “baba” “baba” diye tekrarladım. Söyleyince ağzıma bile yakışmadığını düşündüm. Denizin soğuk suyu ayaklarımız ile temas ettiğinde artık tamamen özgürdüm. İnsan çocuk yaşta her şeyin bir telafisi olduğunu düşünüyor, ölüm bir çocuk dünyası için anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir şey gibi durmuyordu. “Katil! Senin yaşamaya hakkın yok. Sen neden hayattasın?” Söylemeye çalıştığı vicdan cezası denilen şey başkaları açısından geçerli bir ceza olarak görülebilir miydi? Beni ben yapan, besleyen, büyüten, gözünden sakınan kadın karşımda nefes alamaz vaziyetteydi. Umudu ve kaybedecek bir şeyi olmayana kim ya da hangi olay zarar verebilirdi ki? Ne bir ailem, ne kardeşim, ne de akrabalarım olacaktı, adeta bir piç gibi yaşayacaktım. Farklı bir yerde olan bu yüzün ait olduğu kişi de artık farklı bir insan gibiydi. Bu saçma sapan hayata yetişkin gözüyle bakmaya hazır değildim ve istemiyordum da... Kalabalığına rağmen yetimhanenin herkes tarafından terk edilmiş havasında ve buz gibi betonları arasında ruhsuzluk nasıl bir şey onu öğrendim. Çocuklara iyi ile kötünün farkını anlatmadan önce onlara umut verilmeliydi. “Sana belki de ömür boyu baba diyemeyebilirim. Yine de böyle birini evlat edinmek ister misin?”
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2020
Sayfa Sayısı
137
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786254070105
Ortalama Değerlendirme »