Düzyazının şairi olarak da nitelendirilen Ray Bradbury bilimkurgudan polisiyeye, fantastikten korkuya pek çok türde eserler verip Amerikan edebiyatının en sevilen, en çok okunan yazarlarından biri oldu ve edebi mirası dolayısıyla hem Pulitzer Onur Ödülü’ne hem de Amerikan Ulusal Sanat Madalyası’na layık görüldü. Kendi çocukluğundan esinlenerek kaleme aldığı romanı Karahindiba Şarabı, yazarın külliyatındaki diğer eserlerden ayrışsa da her zaman en önemli metinlerinden biri olarak nitelendirildi.
On iki yaşındaki Douglas Spaulding, ölümün kaçınılmazlığına rağmen yaşama tutunmanın ne demek olduğunu anlayacağı yaz mevsimi boyunca başından geçecekleri kayda geçirmeye karar verir. Yaşadığı Green Town’da mutluluk makinesi yapmaya çalışan, hiç genç olmadığına inandırılan, anlattıklarıyla çocukları âdeta zaman yolculuğuna çıkaran komşularının hikâyelerine tanık olan Douglas, çevresinde gerçekleşen tüm coşkuya rağmen kayıp ve ölümle de tanışır.
Bradbury, bu yarı-otobiyografik romanında geçmişini olmasını istediği gibi yeniden canlandırırken, okuru kendi cennetinde misafir ediyor.
“Herkesin başladığı ya da başlaması gerektiği gibi, ben de okumaya Bradbury’yle başladım ve tüm kitaplarını okudum.” –Jonathan Lethem
“Ray Bradbury, Stephen King’den Steven Spielberg’e kadar çağımızın en büyük hayalperestlerini derinden etkiledi.” –Junot Díaz
Ortalama Değerlendirme »