“(...) bu eylemlerde söz konusu olan su ya da bu talep degil hareketin bizzat kendisinin çok önemli olmasiydi. (...) Sessizce her seye katlanildigi, her seyin sineye çekildigi yillarin ardindan sonunda ayaga kalkma cesaretidir söz konusu olan. Ayaga kalkmak. Kendi adina konusmak. Birkaç gün boyunca, insan oldugunu hissetmek...“ Bu satirlar Gezi Parki eylemleri için yazilmadi; Haziran 1936’da, fasizmin kasip kavurdugu Avrupa’nin ortasinda, Fransa’da isçi sinifinin muazzam kalkismasi, genel grevi ve fabrika isgalleri dönemini tasvir için kaleme alindi. Bir baska ülke ve geçmiste bir baska an... Ayaga kalkmanin, ayaklanmanin tarihin disinda bir bulusmayi mümkün kilan ayni adimi.Haziran 36 Fransa’sinda evde zoraki tutulan bir yüzde 50 yoktu. Isçi sinifi bugünün palalilari, satirlilari, baltacilari olan fasistleri meydanlardan atmis ve sindirmisti; mücadelesinin hakliligiyla kolluk güçlerini tarafsizlastirmis, radikallerinin hükümetini devirip Halk cephesi hükümetini insa etmisti; metal isçilerinden esnafa, temizlik isçilerinden mühendislere, insaat isçilerinden muhasebecilere kadar tüm isçileri, emekçileri, köylüleri, hasili tüm halki kendi geleceklerine kendilerinin karar vermesi için seferber etmisti. Fransa ekonomisine ve siyasetine hükmeden 200 patron ailesinin degil nüfusun geri kalan %99’unun toplumsal kararlari aldigi bir dönem yasanmisti. Nasil ki Gezi’den sonra artik hiçbir sey eskisi gibi olmayacakti, Haziran 36’dan sonra da öyle oldu: Bugün sahip oldugumuz ücretli yillik izin hakkini isçi sinifinin Fransa bölügünün o günkü mücadelesine borçluyuz. O günden önce Tatil yoktu. Haftalik çalisma süresi tam sekiz saat, yani tam bir gün kisaltilarak 40 saate indirildi -üstelik ücretlerde herhangi bir düsüs olmaksizin, hatta zam alinarak. Kentin ortasinda bir parkin isgali degildi söz konusu olan, tüm isletmelerde, hatta 10’dan az isçi çalistiranlar da dahi fabrika isgalleri yasandi. Patronlar isletmelere sokulmayarak fabrikalardan mal ve üretim araci çikarmalari engellendi. Bu durumun dogal sonucu patronlarin üretim için gereksiz oldugunun kavranmasiydi. Öyle ki isçiler patronlar ve yöneticiler olmadan fabrikalari isletebileceklerini ve üretimi gerçeklestirebileceklerini göstermeye dahi kalkistilar. Iste bu noktada devrimin kiyisindan dönüldü. Çünkü isçi sinifi liderleri sinifin kendisi kadar cesur degildi ve bu yüzden sorunun bir parçasi oldular. Oysa daha 20 yil kadar önce yürekli bir kadin söyle haykirmisti: “Gelecek her yerde ’Cesaret ettim!’ diyenlerin olacaktir!“
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Ahmet Arslan
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2013
Sayfa Sayısı
236
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786058670044
Ortalama Değerlendirme »