Günümüzde atom çaginin tehlikeleriyle ilgili bir gerginlik, hatta bir panik havasi mevcut: fakat kamunun vicdan muhasebesi, mevzunun pek de özüne dogru yönelememektedir. Zira bizler, bizi tehlikeyle karsi karsiya birakan seyin, uygarligimizin arkaplanindaki degerler oldugunu kendimize hiç sormuyoruz; ayni sekilde insanligin icat ettigi bu sasirtici alet edevat yigini arkasindaki insan karakterini de arastirmiyoruz: kisacasi felsefi olmaya çalismiyoruz...
Heidegger, kendimiz düsünmeye baslamadan Nietzsche’nin çigligini duymayacagimizi söyler. O, bunun öyle kolay ve açik bir sey oldugunu düsünmememiz için su uyariyi yapar: “Düsünme ancak, yüzyillardir yüceltilen aklin, düsünmenin en inatçi düsmani oldugunu anladigimiz noktada baslar.” ... Heidegger’in ortaya koydugu sekliyle insanin sonlulugu fikri, muhtemelen Aydinlanma ideolojisinin sonunu getirmistir; zira bu sonlulugu kabul etmek, insanin daima hem gerçekte hem de gerçek disinda var olocagini kabul etmek demektir. Hâlâ tüm gölgelerin yok olup insanligin görkemli bir Sirça Kösk’te ikamet edecegi bir gelecegini dört gözle bekleyen ütopyacilar, bu kabulü cesaret kirici görecek-lerdir. Fakat tekrar düsünüldügünde kendimizi ilerleme putundan ebediyyen kurtarmamiz o kadar da kötü bir sey olmayabilir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Salih Özer
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2003
Sayfa Sayısı
288
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789758274635
Ortalama Değerlendirme »