“Tora torta kombeee
Fero nonka hum zeee
Kalentaka lumumbus
Tanketana bun geee...”
Bir yazarı güçlü kılan nedir? Bu uzun öyküyü/novellayı/kısa romanı (bir yazarı güçlü kılan, kesinlikle türler hakkındaki lüzumsuz bilgisi değildir) okurken kendimi dönüp dolaşıp bu sorunun kıyısında buldum. Nedir Güray’ı iyi ve güçlü bir yazar yapan: cesareti, evet. Metnin içinde kendi imal ettiği yüksek etkili kurgusal patlamalardan korkmayıp üzerine gitmek ve yeni patlamalar çıkarabilmek cesareti. Ve yetenek, formüllerle izah edilemeyecek kadar net bir anlatma ve kurgu yeteneği. Keyif! Yazarken keyif almayan, coşku duymayan, tutkuyla yazmayan hiçbir yazarın dehasından söz edemeyiz. Bu mümkün değil.
Nedir abi bu kadar mı?
Şu bir de: Sadece dünyaya berisinden bakmayı bilenlerin, bilmek demeyelim; dünyaya berisinden bakmaya tutuklu olanların, tutuklu demeyelim; başka türlüsü elinden gelmeyenlerin sahip oldukları bir yeryüzü tecrübesi, bir çeşit bilgelik hali. İhsan. Sanki ihsan edilmiş bir şey.
Bu hikâye ne mi anlatıyor? Her iyi hikâye gibi ya sonuna kadar anlatmalıyım size ya da okumanızı sahibinden dinlemenizi istemeliyim. Çünkü denedikçe bu müthiş hikâyeye haksızlık etmiş olacağım. Belki şunu dinlemelisiniz, şu sözleri:
“Aklın ötesine geçtim sanarsın ki,
Orası kalbin berisidir
O gitmeden insanın başından
Nasıl kalbine döneceksin.”
– Aykut Ertuğrul
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2019
Sayfa Sayısı
152
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786053264163
Ortalama Değerlendirme »