“Trevanian tiryakisi aslinda alisilmadik harika bir tiptir: dogal seçkincidir, sinik olmaktan çok, gerçekçiligin saldirisina ugramis bir idealistir, farkli bir trampetin temposuna uyarak yürüyen biri olmaktan çok, tek kisilik bir geçit töreninde kendi davulunu çalarak yürüyen kisidir.“-Trevanian Otuzlu yillarin ekonomik krizi ve savas yillarinda yikik dökük bir mahalleden geçen hayatlar ile pencere önünde dinlenen radyo programlari, müzigi, sarkilari ve piyesleriyle küçücük bir kutudan çikan dünya kadar hayalgücü... Kendilerini kurtaracak olan “gemi“yi bekleyerek çaresizlik içinde yasayan, yoksullugun ve yoksunlugun fonda aktigi “küçük“ insanlarin büyük“ Amerikan rüyasi... Trevanian’in ölümünden hemen önce yayinlanan son romani Inci Sokagi, gerçek hayatina göndermeleriyle otobiyografik bir özelligi barindiriyor ve her zamanki dil, kurgu ve zaman kaydirmalariyla birlikte bu sefer Dickens ve Steinbeck’vari klasik bir dille gizemlerle dolu yasaminin ilk yillarina isik tutuyor. En basa dönüyor. Müthis gözlemler, ayrintili betimlemelerle koca bir dünya sigdiriyor çocuklugunu geçirdigi dar sokaklara...(Arka Kapak)
Ortalama Değerlendirme »