Islâm medeniyetinin “kurucu kaynagi” olan Kur’ân-i Kerim, bu medeniyetin bilim, düsünce, ahlâk, hukuk, sanat ve siyaset gibi çesitli alanlardaki tezâhür sekillerinde bir can damari olarak islev görmüstür. Medeniyetimizin her alandaki çiçeklenisi, asâlet ve degerini bu kurucu kaynakla olan iliskisinden alir.Medeniyetimizin tarih içindeki serpilip gelismesi sürecinde bir açidan onu temsil edici nitelikteki bazi eserler de dil, üslûb ve Kur’ân’in telkin ettigi hakikat idrâkine iliskin yorumlariyla “terkib edici” bir rol üstlenmislerdir. Bu baglamda, Ibn Arabî’nin eserleri düsünsel ufkunun derinligi ile oldugu kadar dil ve üslûbuyla da en ön siralarda ve çigir açici nitelikte olmustur. Ibn Arabî’nin düsüncelerinin Islâm dünyasinin her yerinde yanki bulmasi, onun sözünü ettigimiz bu terkib edici gücüyle açiklanacak bir durumdur.Ibn Arabî’nin düsüncelerini Kur’ân’in varlik tasavvuruna yaslanan metafiziksel boyutlariyla derli-toplu bir sekilde ortaya koyan ve açiklayan düsünürlerin basinda Dâvûd el-Kayserî gelmektedir. O, özellikle Fusûs üzerine yazdigi serhle, bu hakikat idrâkinin içerim ve uzantilarina iliskin ufuk açici açiklamalarda bulunmaktadir. Bu yönüyle o, Ibn Arabî’nin seçkin bir ögrencisi olmasinin yaninda, medeniyetimizin Osmanli açiliminin düsünce ufkunda çok önemli yeri olan bir sahsiyet olarak da karsimizda durmaktadir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2011
Sayfa Sayısı
334
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789755746142
Ortalama Değerlendirme »