Sultan Süleyman, Hürrem’i yakalayip bir endam aynasinin karsisina getirdi.“Bak,” dedi. “Iyi bak. Ne var orada?”“Cariyeniz Hürrem!”“Yani bir günes…”Birbirlerini gözbebeklerinde görecek kadar yaklasmislardi.Hürrem, dudaklarina degecek kadar yaklasan bu sarhos edici mutlulugun ansizin uzaklasmasindan ötürü sasirdi.Fakat zekâsi duygularina galip geldi, kalbine çöken siziyi sezdirmemeyi basardi, utangaç bir çocuk gibi sordu.“Benim günes olamadigimi siz de anladiniz, degil mi Efem?”“Günesten de parlak oldugunu anladim ve yandim Hürrem!” Osmanli Sarayi o güne dek bir böyle ask görmemisti. Koskoca cihan hükümdari, bir cariyeyi nikâhliyordu. Yani Istanbul’a yeni gelmis bu Moskof güzelini tahtina es, kendine denk tutuyordu. Süleyman’in biricik sevdigi, yar-i caniydi Hürrem. Tarihin en büyük asklarindan birinin basrolünde oynadi. Böylece tüm kadinlar saltanatinin en görkemli, en erisilmez, en etkili figürü oldu. Bir büyüydü, bir ilaheydi, bir afetti… Peki, bir melek miydi, yoksa seytan mi? Acitti, ezdi... Dudaklari padisahin teninde tutkuyla gezdi. Bir bakisiyla kelleler uçurdu, bir sözüyle destanlar yazdirdi. Korkunç bir intikam planimiydi onunki, yoksa yüzyilin aski mi?Hürrem kaderini kendi seçti!
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2011
Sayfa Sayısı
448
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786055675202
Ortalama Değerlendirme »