Herodot çözümsüz bir ikileme dolanip kalmistir: Bir yandan yasamini tarihsel gerçegi koruma, “insanoglunun yaptiklari zamanla unutulmasin” çabasina adar, diger yandan arastirmalarinda ana kaynak gerçek tarih degil, ama baskalari tarafindan anlatilmis olan, yani anlaticilarina sanki öyleymis gibi gelmis olan, demek ki seçicilikle hatirlanan ve belli bir niyetle sunulan tarihtir. Tek kelimeyle: Bu, nesnel tarih degil, ama konustugu kisilerin olmasini istedikleri gibi bir tarihtir. Ve çeliskiden çikis yoktur. Onu azaltmaya ya da hafifletmeye çalisabiliriz, ama mükemmeline hiç erisemeyecegiz. Bu öznel faktör, onun oradaki deforme edici varligi, silinmez olarak kalacak. Herodot da bunun bilincindedir ve o yüzden “böyle diyorlar”, “bunu söylüyorlar”, “bunu farkli farkli anlatiyorlar” diyerek sürekli uyarir. Bu yüzden, ideal anlamda isimiz asla gerçek tarihle degil ama hep anlatilmis, sunulmus, birinin “öyle olmustur diye” düsündügü, öyle olmus olduguna inandigi tarihledir. Bu gerçek belki de Herodot’un en büyük kesfidir. Ve Kapuscinski son kitabi Herodot’la Yolculuklar’da okuyucusunu iste böylesi bir kesfe davet eder.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Osman Fırat Baş
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
264
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786054630288
Ortalama Değerlendirme »