Türkiye’nin Avrupa Birligi ile yürüttügü üyelik müzakerelerinin gündemin önemli bir maddesi oldugu bir dönemde, Osmanli Imparatorlugu’nun, Avrupa uluslarinin modern ve çagdas tarihlerinde oynadigi rolü hatirlatmak kuskusuz çok yararli. Istanbul’un fethinden, 1923’te imzalanan Lozan Antlasmasi’na kadar, birden çok medeniyetin stratejik bulusma noktasinda yer alan Osmanli Imparatorlugu, Bati Avrupa için meydan okunacak baslica hedef konumundaydi ve Bati Avrupa ile Asya dünyasi arasindaki iliskilerde de agirligini hissettirdi. Avrupa kendini birkaç yüzyil boyunca Osmanli Imparatorlugu’nun aynasinda seyretti ve onunla rekabet halinde iken bile, siyasal ve askeri gücü, yönetiminin mükemmelligi, maddi kültürünün inceligi karsisinda hayranligini gizleyemedi. Öte yandan özümseme ile dislama arasinda gidip gelen bu hayranlik, sonunda, onu yok etme ihtirasina yenik düstü. Peki, acaba bu gidisat tek yönlü müydü? Istanbul’daki Fransiz Anadolu Arastirmalari Enstitüsü ile merkezi Lizbon’da bulunan Calouste Gulbenkian Vakfi’nin ortaklasa yayinladiklari, Fransa’daki “Türkiye Mevsimi” çerçevesinde (2009) Paris’teki Calauste Gulbenkian Kültür Merkezi ve Paris-Sorbonne Üniversitesi’ne bagli Uygulamali Yüksek Arastirmalar Okulu’nun birlikte düzenledikleri bir kolokyumun ürünlerine dayali bu kitap bize sasirtici bilgiler sunuyor. Kuskusuz Osmanli Imparatorlugu da, tarihi boyunca Avrupa’nin “yüreginde” ve merkezinde yer alan bir güç olarak Avrupa’ya yönelik fetih ve dize getirme ihtiraslarindan yoksun degildi. Bu ugurda o da, Avrupa modernlesmesiyle diyalog ve çatisma içinde, hem diplomasisini harekete geçirdi hem de politikalarini, entelektüellerini, teknolojilerini ve sanatsal akimlarini yenilemeyi basardi. Osmanli Imparatorlugu ile Avrupali güçler arasinda yüzyillar boyunca sürmüs iliskileri connected history (bagli tarihler) perspektifinden ele alan Harp ve Sulh; Avrupa ve Osmanlilar eski bilgilerimize nüansli yaklasimlar getirmekle kalmiyor, yeni arastirmalarin sonuçlarini da gün isigina çikariyor; bu çerçevede her iki tarafta öbür tarafin nasil temsil edildigine dair imgelere ayricalikli bir yer açiliyor, yakinlasma biçimlerine, temas mekanizmalarina ve bu temaslari kuran aracilara özel bir önem veriliyor. Kitap, Osmanli konusunda farkli disiplinlerde uzmanlasmis parlak bir arastirmacilar toplulugunu ve uluslararasi planda öne çikan Osmanli tarihi uzmanlarindan bazilarini bir araya getiriyor. Harp ve Sulh; Avrupa ve Osmanlilar ayrica, disa açilma dinamigi çerçevesinde, belki de ilk kez, Türkiyeli okurlara Ispanyol ve Portekizli arastirmacilarin çalismalarini okuma imkânini vererek Akdeniz’in iki ucundaki tarihçilik anlayislarini bulusturuyor.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Şirin Tekeli
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2010
Sayfa Sayısı
424
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786051050614
Ortalama Değerlendirme »