Habesistan daglarinda dogan bir kara çocugun, Osmanli sarayina, oradan hareme dogru yönlenen aci dolu yolculugunun hikâyesi…Damgasiz, özgür dogmustu. Ailesinin sevdigi, umut besledigi bir çocuktu. En sevdigi yer orman, isi de avlanmakti. Erkekti Guban. Avciydi. Babasinin orman ve av arkadasiydi. Ailesinin, kabilesinin övündügü gençlerden biri, güçlü bir savasçi olacakti. Kabilesinin güzel, alimli genç kizlarinin gönlüne girecek, evlenecek, çocuklari olacakti. Bunlarin hiçbiri olmadi. Haremde görevli bir hadim, bir ‘karaaga’ olarak sürdürdü hayatiniBir zamanlar sahibi yoktu Guban’in. Ailesi, sevenleri vardi. Guban, damgalandigi gün insanliktan çikisinin isaretini de almisti. O artik bir köleydi.Koptu ve yere düstü organ… Organ ölmüstü. Yazik ki Guban yasiyordu. Basindaki kivrim kivrim saçlarinin en ucuna kadar hissetti aciyi. Ayak parmaklarinin en ucuna kadar… Ellerindeki parmaklarinin en ucuna… Aci vücuduna yayilmis, vücudu aci olmustu. Acimayan hiçbir yeri kalmamisti. Gözleri açilmisti acidan. Dili sarkmis, agzi açik kalmisti. Sarsildi. Sesi kisilmisti attigi aci çigliklardan. Derin derin üfleyerek nefes aliyordu acisi dinecekmis gibi.“Ölmek istiyorum! Ölmek…”Guban, eski Guban olmayacak. Ona kimse erkek demeyecek, ondan erkeklik beklemeyecek. Eksikli bir zavalli olarak sürdürmek zorunda kalacak hayatini. Organsiz, etkisiz ve yikik… Küçümsenerek bakilacak Guban’a.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
2. Baskı
Basım Yılı
2014
Sayfa Sayısı
318
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786055143787
Ortalama Değerlendirme »
