Eskiden... Çok eskiden... Insanlar kavganin varligindan habersizken... Her yerde mutlak baris ve huzur hüküm sürerken... Para icat olmamisken... Fakir ya da zengin yokken... Aynalar insanlari çirkin veya güzel diye ayirmazken... Ormanlar neseli, sular berrakken... Insanlar tohuma baktiginda agaci hissederken... Dünya sevgiden ibaretken... Yani hayat basitken, dogum kadar sevilirmis ölüm... Dogum gibi parçasiymis hayatin... Ve dogum gibi kabul edilirmis... Gülümseyerek... Ölüm, saklanmazmis o zamanlar... Insani bu dünyadan alip baska yere götüren, güzel mi güzel, huzurlu mu huzurlu, çiçek kokulu bir isikmis... Kime gitse gülümsemeyle karsilanirmis... Ve herkes bu isigi görürmüs... Insanlarin gülümseyerek öldügü zamanlar... Günes Çavmasi... Düsmüsken ve düssüzken yokluga meydan okuyanlarin... Dünyayi yildizlardan dinleyenlerin... Kalbi dellenip delirirken insanligi bütün olanlarin... Bir nefes feslegene ihtiyaç duyanlarin... Zorluk vaktinde nazinin geçtigi maziye siginanlarin... Maviyle yesili bölüsüp bahar olanlarin... Uzak hatiralarin yakinina düsenlerin... Yagmuru anlayanlarin... Aynaya bakinca kendini bulabilenlerin... Aski kimsesiz birakmayanlarin hikâyesi…
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
448
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9789944829830
Ortalama Değerlendirme »