Çünkü aglamazdi Rumeli insani. Agit yakmazdi. Tefekkür ve tevekkül ederdi. Onlar milyonlarca hikâye içerisinde birer küçük damlaydi. Onlar Ege’nin sularinda kutsanmis ve denize vuran yakamozun piriltilarinda parlamislardi. Hikâyeleri burada bitmemis, torunlari tarafindan agizdan agiza anlatilmisti. Onlar gitmeyi de, gitmemeyi de en iyi bilenlerdi. Onlar bizim atamiz, soyumuz, ceddimiz... Onlar bizim hikâyemizdi. Onlar bizdi. Biz onlardik.Geçmisten simdiye uzanan hikâyelerin rüzgârina kapilmis bir yazar... Ailesindeki kadinlarin izini süren bir kâsif... Dört kadinin da müsterek kaderi olan yolculuklar, bavullar, mektuplar ve acilar her seye ragmen umutla birbirine baglaniyor. Nafia Hanim’la baslayan hikâye, Mediha ve Leman ile devam ediyor ve yazar kadinin ellerinde can buluyor. Irem Uzunhasanoglu, Mubadillerin 1910’larda Yunanistan’da baslayan zorunlu göç hikâyesini, oradan oraya sürüklenen annelerin gözünden anlatarak tarihle aramizdaki mesafenin o kadar uzak olmadigini, elimizi uzatsak hissedebilecegimiz ama niyeyse görmeyi tercih etmedigimiz kaderleri dinlemenin ne kadar önemli oldugunu hatirlatiyor.Ve bir selam yolluyor Ege Denizi’nin her iki yakasina ve zeytin agaçlarina ve sakiz kokusuna ve derin maviye...
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2016
Sayfa Sayısı
237
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786051730905
Ortalama Değerlendirme »