Necip Fazil Kisakürek, 1969 yilinda yazdigi bir yazida "Arsadaki odun yigininin gizli bir kösesinde tek bir kivilcim noktasiyiz biz!" demis ve söyle sürdürmüstü sözlerini: "Odunlarin üstüne, yillar ve asirlardir yagmadik yagmur, düsmedik kar kalmadi. Onlari püf basmis, pas yutmus, rutubet bürümüs; üstelik Garp dünyasinin bütün kanalizasyonlari bu odunlarin üzerine akmistir. Iste arsadaki böyle bir odun yigininin gizli bir kösesinde tek bir kivilcim noktasiyiz biz! Biz ki, onun gizli bir kösesinde tek ve son kivilcim noktasiyiz, onu nasil yakar, tutsturur, alevlerle sarabiliriz?" Bugün ne mutlu bizlere ki, kitalara gölge salan "Osmanli ormani`nin kesilip metruk bir arsaya atilmis son odun yigini içinde hangi bereketli duanin eseri olarak kaldigini bilemedigimiz o son kivilcimin nasil bir yangina dönüstügüne sahit oluyor ve gelecek adina umutlaniyoruz. Lakin o yitirdigimiz "orman" nasil bir seydi, neye benziyordu? Ormanin ruhu üç kitaya hangi sirli yollardan dallarini uzatmis, gölgesinde 72 milleti bir insanlik bahçesi içinde hangi iksirle yasatabilmisti? Osmanli sevinci bir daha yasanabilir, bir baska deyisle Osmanli geri gelebilir miydi? Iste Mustafa Armagan Geri Gel Ey Osmanli!da bize yalniz tarih anlatmakla kalmiyor; bir yandan tarihi bugüne dogru çekerken, bugünü de tarihe asina kilmaya çabaliyor. "Osmanli`ya Dönüs", ona göre Osmanli`nin tekrar var edilmesi gibi zamanin disina çikmayi teklif eden bir çagri degil; Osmanli`nin miras biraktigi ruhla onun yarida biraktigi ve ondan sonra üzerimize borç kalan misyonu bugünkü sartlarda devam ettirmeyi kastediyor.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2014
Sayfa Sayısı
272
Kapak Türü
-
ISBN
9786051142685
Ortalama Değerlendirme »