Bir sonbahar sabahı idi. Ta Çin hududundan Baykal gölüne kadar kuzey ve güney kıtalardaki halk, ağaçların kovuklarında, dağların oyuklarında, kulübelerde, çadırlarda barınan insanlar uyanmaya, izbelerin önündeki kısraklardan kımız yapmak için, kadınlar süt sağmaya başlamışlardı. Bu sırada idi ki tan yerinden doğru parlak bir bulut koparak ta baş tarafa geldi ve orada nurdan büyük bir insan şekli aldı. Artık atları tımar etmek, davarları gütmek için gözlerini ovuştura ovuştura dışarıya çıkanlar göğün gürlemesini işitince, bulutun sıyrılıp başlarının tepesine geldiğini görünce yerlere kapandılar. Dünyayı sarsan bir heybetli ses duydular. Bu nida üç defa tekrarlandı: “Göç! Göç! Göç!”
Ve bütün bir kıta ahalisinin kulaklarında bu ihtar çınladı.
Neden sonra birbirlerine soruyorlardı: “Gökten inen bu emri kim verdi? Nereye göçeceğiz?”
Bu nida aylarca devam etti. Her hafta Cuma sabahı tan yerinden sıyrılan bir bulut göğün ortasına gelir, nurdan insan şekline girer, üç defa, “Göç! Göç! Göç!” diye gürlerdi.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2020
Sayfa Sayısı
300
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786052496831
Ortalama Değerlendirme »