Kefen ile gelinligin neden ayni renk olduguna takmistim bir ara. Ölüyü ve gelini alnindan öperek ugurlamanin ayni anlam içerdigini kaniksayamiyordum. Ölümü ve dügünü ayni anlamda harman etmek hangisine haksizlikti acaba; ölüye mi, geline mi?
Masumiyetin renginin beyaz olmasi anlasilabilirdi; çünkü aski temsil ediyordu. Ölümün degilse bile, ölünün renginin beyaz olmasi neyi temsil ediyordu?
Sonunda cevap buldum: Ask ve ölüm, içine girdigi bedende ayni seyi temsil ediyordu. Yeni bir hayati. Mistifiye edilmis toplumsal kurallarin doga ile örtüstügü gerçek sembollerinden biri, ölüyü ve gelini ayni renkle ugurlamak sanirim.
Insan kendi durumunu anlamaya ve onu degistirmeye muktedir olsa bile, var olan gücünü kullanip kullanmayacagi konusunda bagimsiz degildir. Yasamis olmanin bedeli var ettigin geçmistir. Yeri belli olan duyguya, haritadan yeni bir yerlesim alani kurmana engeldir geçmis çogu zaman. Hissettigini hayatla pratik hâle getirmek, pratigin hissettiklerine ters düsmesi hâlinde nedeyse imkânsizdir.
Böyle durumlarda ask kendi dilini mutlaka yaratir, doganin her duruma uygun tasvirlerinden birini burada kullanmak abarti sayilmaz: BUKALEMUN.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
352
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786059142106
Ortalama Değerlendirme »