Diyelim ki yüz kisi günes altinda durmus, uzaktan ir kisi de aydin gözleri ile yalnizca onlara dogru bakinarak geliyor; bir davul çaliyor ve raks ediyor. Bu yüz kisi arasinda hiçbir fikir ayriligi olmaz. (Hepsi onu ayni durumda görür). Ama karanlik bir gecede veya sisli ve bulutlu bir havada bu davul sesi gelse, isitenler arasinda yüz türlü fikir ayriligi belirir. Biri bu gelen askerdir der, öteki sünnet dügünüdür der; hülasa her biri bir fikir yürütür. Neticede felsefeciler de peygamberleri halk ile mesgul olduklarindan ve peygamberlik makaminin serefini koruduklarindan dolayi meleklerden noksan görürler. Ancak bu hususta nebiler hiç bir zaman yollarini sasirmazlar. lakin tecrid ve halvet mertebesinde kalirlar. Peygamberlerin kadin almasini da bir nevi eksiklik ve uygunsuzluk sayarlar. Hr ne kadar, o hal kuvvettendir. desen de öteki der ki, sunu da söylerler ki, konusan kimse hos sözlü olmalidir. Sinesinde her an yeni yeni hikmet kaynaklari fiskirmalidir. Bir baskasi, toplantida güzel ögütler ve konusmlar yapmadikça meclis kizismaz der. Baska biri de hiç bir an bos kalmaz hep coskunluklar, yeni yeni ilhamlarla eli hiç bir ise degmez, ancak uyumak ve oturup su dökmekle vakit geçirir. (Tanitim Bülteninden)
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Baskı Sayısı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
139
Kapak Türü
-
ISBN
9786059869607
Ortalama Değerlendirme »