Maalouf’un dedigi gibi insan dinsiz yasayabilir ama dilsiz asla. Iletisimin hizla arttigi günümüz dünyasinda dile her zamankinden daha çok is düsmekte. Küresellesmeyle sinirlar asilirken farkli kültürler anlasabilecek ortak bir zemini yine dil üzerinden bulabiliyor. Dünya çokkültürlü ve çokdilli ama hemen herkes artik bir lingua franca haline gelen Ingilizceyi kullaniyor. Yeni iletisim teknolojileri öncelikle görsellige dayali bir sosyal dünya yaratirken dil de biçim degistirmekte. Bilgisayar, internet ve cep telefonu ile yapilan haberlesmelerde kullanilan ulusal diller, kisaltma, kodlama veya baska bir dille karistirma gibi biçim degisikliklerine ugratilmaktadir. Haliyle egitime onca yatirima ragmen anadilini yetkin biçimde kullanma becerisi de her geçen gün geriliyor; basili metinleri elestirel olarak çözümleme gücü giderek ortadan kalkiyor. Küresellesme ve teknoloji, dilde yetkinlesmenin önünde bir engel artik. Öte yandan baskici-tek dilci politikalara bel baglayan kimi ulus-devletler, yerel, azinlik, kabile, bölgesel dillerin kendilerini kamusal alanda ifade etmesini engellemeye devam etmekte. Bu da çagimizda etnik ve ulusal çatismalarin içinde dilin önemli bir rol oynadiginin isareti sayilabilir. Avustralya’da Aborjiniler, Çin’de Türkistan ve Uygurlar, Afrika’da sayisiz kabile, Isveç’te Samiler, Ispanya’da Katalan ve Basklilar, Türkiye’de Kürtler, Almanya’da Türkler, Büyük Britanya’da Iskoç veya Galliler vs. yasadiklari etnik ve göç sorununun içinde dile öncelikli bir yer vermekte ve bu da dil sorununu siyasallastirmaktadir. Bu kitap, teknoloji, ulus-devlet ve etnik sorun çerçevesinde dilin farkli görünümlerini ele alarak konunun çok çesitli boyutlarina dikkat çekmektedir.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2012
Sayfa Sayısı
200
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786055580308
Ortalama Değerlendirme »