Batili gözlemciler ve Kürt milliyetçileri, Kürdistanli kadinlarin Arap, Fars ve Türk hemcinslerinden daha fazla özgürlüklerden yararlandiklarini iddia ederek onlari romantize ederler. Bu anlatilardaki Kürt kadinlarinin büyük bir çogunlugu peçesizdir; çalisma ortaminda erkeklerle rahatça iliski kurarlar, dans ederler, savasirlar ve bazilari da asiret ve toprak agasidirlar. Bu kitap, ugradiklari baski ve direnmelerine iliskin karmasik bir tablo sunarak Kürt kadinlarinin biricik oluslarina dair iddialara meydan okuyor.Yirminci yüzyilin sonuna gelindiginde, Kürt kadinlar parlamentolar (Irak, Türkiye, Avrupa), gerilla ordulari (Iran ve Türkiye), yüksek egitim saflari, medya, sanat, bilim, yönetim ve hukuk gibi erkek egemen alanlara girmis bulunuyorlardi. Ayni zamanda da, hem egemenliginde olduklari ulus-devletlerin hem de kendi devletsiz uluslarinin ataerkil rejimleri tarafindan çifte siddete maruz kaliyorlardi.
Ortalama Değerlendirme »