Taymaz büyükbabasinin yanina oturup olani biteni basindan sonuna kadar anlatti. Bunun üzerine büyükbaba:
- Peki bir düsünelim bakalim ne yapabiliriz. Tamam, sen simdi eve gir, babaanneni de gör. Sonra otur bir çay iç. Ben de birazdan geliyorum.
Taymaz içeriye girerek babaannesiyle de selamlasti. Yün egirmekte olan babaannesi gözlügünün altindan dikkatle onu süzerek:
- Eger yanilmiyorsam bu benim oglum, dedi ve kollarini açti. Taymaz da babaannesinin kucagina kostu. Babaannesinin yüzü yasliliktan kiris kiristi. Apak saçlari, çiçekli basörtüsünden disari tasiyordu. Nazik bakislari Taymaz’a huzur veriyordu. Babaannesi sicak sesiyle hâl hatir sorduktan sonra çay koymak için semaveri yakti. Sonra da sofrayi kurdu. Ekmek sepetinden yeni pismis sicacik bir ekmek çikardi.
- Gel otur da yemek ye. Açsindir sen.
Taymaz bir parça ekmek kopardi. Yarisini yedi, kalan yarisini da disari götürüp parçalayarak Karagöz’ün önüne atti. Karagöz hemen yemeye basladi. Taymaz dönüp sofra basina geldi. Babaannesi:
- Insanlar genelde koyun bakar ama sen köpek bakar olmussun, diye güldü.
Büyükbabasi da gelip sofranin basinda oturdu. Hep birlikte çay içerlerken büyükbabasi:
- Sen neden basini derde soktun ki? Baska bir enik bulamadin mi?
- Büyükbaba, ben sadece bu enigi seviyorum. Biz birbirimize çok alistik.
- Ama onun sahibi varmis. Onun rizasi olmadan sahiplenemezsin ki!
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
Kitap Kağıdı
Baskı Sayısı
1. Baskı
Basım Yılı
2015
Sayfa Sayısı
120
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786059986199
Ortalama Değerlendirme »