Arkadaslarim bunun farkinda degil ama ben bu baglantilarin üstünde ya da disindayim. Onlar gibi davranmaya, onlara benzemeye çalisiyorum, lakin içim farkli, iste romani yazan zavalli arkadasimin inemedigi derinliklerden biri de bu. O beni, politik geçmisi olan ve Kuzey sürgününe savrulmus, siradan insanlardan biri saniyor. Basimdan geçenleri, benden daha ilginç buluyor. Içimdeki derin ve köklü karanligin farkinda degil. Çünkü insanlari konusarak taniyamazsiniz. Konusmak, canli yaratiklar arasindaki en etkisiz iletisim araci. Dil yalan söylüyor, olanlari çarpitiyor, insanligin hiç bikip usanmadigi kliseleri tekrarliyor. Bu yüzden, insanlari dinlemek onlari anlamak için yeterli degil. 12 Mart rüzgârlarinin Istanbul’dan Stockholm’e savurdugu bir mülteci olan Sami Baran, yattigi hastanede Türkiye’den bir hastayla karsilasir. Bu adam, basina gelenlerin sorumlusu olarak gördügü eski bir bakandir. Ondan intikamini almak amaciyla Sili, Uruguay, Iran gibi farkli ülkelerden gelmis mülteci arkadaslariyla birlikte bir plan yapar.Ancak, bu plani gerçeklestirmek o kadar kolay olmayacaktir: Sami Baran, anadilin yeri geldiginde düsmanla da anlasma araci olabilecegini hesaba katmamistir. Ve bu, planin önündeki engellerden sadece biridir...Zülfü Livaneli’nin usta kaleminden, sürgün yasami ve öldürmek-bagislamak ikilemi üzerine, okurlari ve elestirmenleri degisik kurgusu ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
Yayınevi
Yazar
Çevirmen
Kağıt Cinsi
2. Hamur
Baskı Sayısı
18. Baskı
Basım Yılı
2019
Sayfa Sayısı
212
Kapak Türü
Karton Kapak
-
ISBN
9786050905441
Ortalama Değerlendirme »